Seramik fuarı dünyada ikinciliğe oynuyor

Bu yıl 23. kez düzenlenecek olan Unicera Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, ilk kez başka bir fuarla yan yana yapılacak. Bu yıl ilk kez düzenlenecek Dekoreks 2011, seramik fuarındaki ürünlerle tamamlayıcı olan aydınlatma üniteleri ve mobilyaların da görülebileceği bir ortam yaratacak.

Dünyanın en önemli ihracatçılarından biri olan Türk seramik sektörü, Brezilya, Çin, İspanya ve İtalya’dan sonra dünya sektöründe söz sahibi olan 5. ülke. Unicera Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı da, kategorisinde Avrupa’nın 3. en iyi fuarı olarak anılıyor. Dünyadaki en büyük fuarların İtalya, İspanya, Türkiye şeklinde anıldığını söyleyen Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın, artık 2. sıraya yükselmeyi hedeflediklerini belirtiyor. “Sektörün üretim ve ihracat gücü ile fuarda sergilenen görüntü sayesinde, bu yıl ikinci sıraya geleceğimizi düşünüyorum” diyen Yalçın, sektörün şimdi İtalya, Türkiye, İspanya pozisyonunu almak için önemli hamleler yaptığını sözlerine ekliyor.

İki fuar yan yana
Unicera, bu yıl tamamlayıcı bir alt fuar olan Dekoreks’le beraber düzenleniyor. “Pencere, seramik, kapı ve vitrifiye ürünler iç tasarımın en önemli objeleri” diyen Yalçın, Dekoreks’te iç mekanın dekorasyonunda kullanılabilecek şık mobilyaların, aksesuarların ve aydınlatmaların yer alacağını ve bunların kullanım alanlarını anlatan bir fuar olacağını belirtiyor. Yalçın, “Dekoreks’teki ürünler, endüstriyel veya konut amaçlı mekanların dekore edilmesinde kullanılan, aynı zamanda belirli bir hijyene hizmet eden ürünlerden oluşuyor. Her iki fuarın da ortak ziyaretçileri ve alıcıları olacak. Mekanda kullanılacak bir süs mobilyası da, dekoratif bir obje de bu fuarda bulunabilecek” diyor.

Hem hammadde, hem de işçilik kaliteli
Seramik sektörünün kendi akıllı ve becerikli iş gücünü üretmiş olduğunu söyleyen Yalçın, ağır bir endüstri olduğu için önemli bir yatırımı da gerektirdiğini belirtiyor. Yalçın, “Seramik sektörü çok fazla firmanın yaptığı bir iş kolu değil; 200-300 firma var ve önemli üreticilerle dönüyor. Bu üreticiler de kendi yetiştirdikleri iş gücünü rahatlıkla oluşturabiliyor. Tasarıma da önem veriyorlar. Bilinçli ve entellektüel birikimi olan üretici ve sanayi kesimi tarafından sistemin geneli kontrol ediliyor. Bu zihniyet ve vizyon da kaliteye taşınıyor. Bu sayede dünyayla rekabet eder hale geliyor” diyor ve ekliyor: “Bu bakımdan önemsenmesi gereken bir sektör. Fuarlar ve sektör mutlaka desteklenmeli, ülke politikasında önem verilmeli. Ülkemizde zaten çok fazla hammadde var. İhracat yaptığımız ülkeler gelişmiş veya gelişmekte olan, iyi kötü malı ayırabilen ülkeler: ABD, İngiltere, Almanya, İsrail, Kanada, Fransa, Yunanistan, Azerbaycan, Rusya, Gürcistan, Ukrayna. Bunlara ihracat yapabilmemiz de zaten sektörün kalitesini ve gücünü gösteriyor.”

Krizle Türk seramiği yükseldi
“Fuarın bebeklik dönemi geride kaldı” diyen Yalçın, küresel platformdaki değişimlerin, bu fuarın ve sektörün kaderini etkilediğine inanıyor. Krizle beraber Türk fuarlarının ve sektörün geliştiğini söyleyen Yalçın, “Fuarcılıkta sanayi ve ticari faaliyetlerin büyük oranda gerçekleştiği bazı alım satım ve güç merkezleri var. Bunlar arasında Avrasya dediğimiz Avrupa’yla Asya-Pasifik arasında kalan, Ortadoğu ve Afrika’nın da kuzeyini içine alan ve Türkiye’nin merkezinde bulunduğu coğrafya yükselmeye başladı. Türkiye burada bir tramplen tahtası gibi… Avrupa’ya atlamak isteyen Asyalılar, Ortadoğu’ya veya Asya’ya atlamak isteyen batılılar, Türkiye’nin üzerinden geçmek istiyor. Bu durum son 2-3 yıldır, özellikle krizle beraber fuarlara da yansımaya başladı. Özgün ve kaliteli fuarlarda hiçbir küçülme olmazken, niteliksiz fuarlar yok oldu. Bu zaten normal ve sağlıklı bir şey. Bununla beraber krizde fuarların ziyaretçileri de arttı. Kriz var diye firmalar içlerine kapanmadı. Geçtiğimiz yıl yurtdışı ziyaretçiler yüzde 50 artarken, yurtiçi ziyaretçilerin sayısı da yüzde 40 büyüdü. Avrupalı ziyaretçilerin yanında komşu ülkeler ve Ortadoğu ülkelerinden gelen ziyaretçiler de çok arttı. Aynı yıl İspanya’da büyük bir gerileme ve İtalya’da belirli bir durgunluk yaşanırken, Türkiye’de bir büyüme yaşanmış oldu” diyor.

Dünyada 4. sıradayız
Türk seramik sektörünün yıllık üretimi 230 milyon metrekare. Bu sayede dünyada sektörde söz sahibi olan Brezilya, Çin, İspanya ve İtalya’nın ardından 5. sırada geliyor. Yalçın’a göreyse aslında daha da önceyiz. “Ürünlerdeki tasarım gücü, üretilen malın kalitesi ve çeşitliliği açısından, dünya pazarında İtalya, İspanya ve Brezilya’nın ardından 4. sırada anılıyoruz. Çünkü Uzakdoğu biraz daha prototip ürünler yapıyor; Çin büyük bir üretici ve ihracatçı ama, daha basit ürünler üzerine çalışıyor” diyor. Bu yılki fuarda yaklaşık yüzde 15’lik bir ziyaretçi artışı hedeflediklerini belirten Yalçın, “55-60 bin civarında nitelikli ziyaretçiye ulaşacağımızı düşünüyoruz” diyor ve ekliyor: “Fuarı fuar yapan unsur sadece sergilenen ürünler değil. Ona kattığınız bilimsel etkinlikler, orda tasarım gücünün sergilenmesi, üretim teknikleri ve teknolojilerindeki değişikliklerin de yer alması, fuarın tamamlayıcı unsurları. Bu noktada fuar alanında 3 tür etkinlik olacak. Firmaların kendi ürünlerini sergiledikleri, lansman benzeri etkinlikler, seramik ürünlerinin mekanlarda uygulanmasına yönelik örneklerin verildiği atölye uygulamaları, bazı ünlü kişilerin ve mimarların katılacağı, ürünlerin neşeli bir dille anlatılacağı buluşmalar. Bu sayede fuara daha çok katılımcı çekeceğimizi düşünüyoruz.”

Kaynak : Eda UTKU/Hürriyet Emlak Yasam Eki