Alçıder “Yaratıcı Alçı Tasarımı” Yarışması düzenliyor

Türk alçı sektörünün önde gelen markalarını aynı çatı altında buluşturan ALÇIDER, alçı kullanımını ve bilinirliğini arttırmak amacıyla “Yaratıcı Alçı Tasarımı” yarışması düzenliyor. Günümüzün en etkin iletişim araçlarından Facebook üzerinden yürüyecek “Yaratıcı Alçı Tasarımı” Yarışması-ALÇIDER 2011’de, 4 yaratıcı fikir ödüllendirilecek. Yarışmanın birincisi ise Apple MacBook kazanacak.

Alçı sektörünün öncü isimlerini dernek çatısı altında toplayan Türkiye Alçı Üreticileri Derneği (ALÇIDER), fikir, beceri ve yaratıcılığı alçı ile buluşturacak farklı bir yarışmaya imza atıyor. ALÇIDER, düzenlediği “Yaratıcı Alçı Tasarımı” yarışması ile yaratıcı iş fikirlerini bakış açısı haline getiren gençleri yarıştıracak.

“Alçının en sıra dışı ve yaratıcı kullanımı” konseptiyle düzenlenecek yarışmada günümüzün en etkin iletişim araçlarından sosyal medya kullanılarak “facebook” uygulaması ile gerçekleştirilecek. Yarışmanın tüm süreçleri yine aynı platform üzerinden yürütülecek.

Böylece yarışma binlerce kişinin alçıyı yaratıcı fikirlerde kullanmasını ve en önemlisi alçıyı hayatlarına katmasını sağlayacak. Temel hedef alçının bilinirliğini ve kullanımını artırmak olduğu için hedef kitle “tüm kesimler” olarak belirlendi. Her yaştan ve sosyo ekonomik seviyeden kişiler yarışmaya katılabilecek.

Yarışmacılar isterlerse kendi projelerini oluşturarak, isterlerse Türkiye’de ya da dünyada yapılmış sıra dışı/yaratıcı bir uygulamayı görüntüleyerek yarışmaya katılacaklar. Yarışmanın ilk etap elemeleri binlerce Facebook kullanıcısı tarafından yapılacak. En çok beğeni alan ilk 50 fotoğraf değerlendirmeye alınacak ve finalistler ALÇIDER’in belirlediği bir jüri ile seçilecek.

4 yeni fikrin ödüllendirileceği yarışmada başarı plaketinin yanı sıra, birinciye Apple Macbook, ikinciye iPad 2, üçüncüye iPhone 4 ödülü verilecek. ALÇIDER özel ödülünü kazanacak fikrin sahibi ise iPod Nano ile ödüllendirilecek.

Yarışmayı kazananlar, 16 Ekim 2011 tarihinde yarışma ana sayfasında duyurulacak. Ödüller Kasım ayında İstanbul’da yapılacak “Alçı Konferansı”nda açıklanacak ve düzenlenecek törenle ödüller sahiplerini bulacak. Yarışma hakkında detaylı bilgiye, www.alcider.org.tr den veya www.facebook.com/alcider adresinden ulaşabilirsiniz.

Türk plastik sektörü Brezilya ile Güney Amerika pazarının kapısını aralıyor

Türk plastik sektörü ihracatta hedef büyüttü. Brezilya, Çin, Hindistan gibi gelişmekte olan ülke pazarlarına ulaşma stratejisi güden plastik sektörü, dünyanın üçüncü en büyük plastik fuarı olan Brasilplast 2011 Fuarı’nda 10 firma ile temsil edildi. Brezilya’daki fuarda konuşan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selçuk Aksoy, “Brezilya’ya gelen eli boş dönmüyor. Avrupa pazarında kaliteyi test ettik, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Rusya’da ise gelişmekte olan ülkeler sınavını geçtik, şimdi sıra Brezilya ve Güney Amerika pazarında” açıklamasını yaptı. Brezilya plastik pazarı her yıl yüzde 20 büyüyor. Türk plastik sektörü, 2014 yılına kadar Brezilya’ya olan ihracatını 350 milyon dolara yükseltmeyi hedefliyor.

Avrupa’nın dördüncü büyüğü olan Türk plastik sektörü, Güney Amerika kıtasının en önemli pazarı Brezilya’da şov yaptı. Dünyanın en büyük plastik buluşmalarından biri olan Brasilplast 2011 Fuarı’na, bu yıl Türkiye’den 10 plastik firması İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) ve Türk Plastik Sanayicileri Derneği’nin (PAGDER) işbirliği ile katıldı. 2010 yılında yüzde 18 büyüyen Türk plastik sektörü, başarı ivmesini 2011 yılında da yeni pazarlarda büyüyerek sürdürmeye kararlı. Türk plastikçiler, dünyanın en büyük 7’inci ekonomisi Brezilya ile Güney Amerika pazarının kapısını aralıyor.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) Türk plastik firmalarının milli katılımını organize ettiği ve dünyanın plastik alanındaki en önemli fuarlarından biri olan Brasilplast 2011 Fuarı, iki yılda bir düzenleniyor. 9 – 13 Mayıs tarihleri arasında Brezilya’nın Sao Paulo kentinde gerçekleşen fuar, bu yıl 30 ülkeden yaklaşık bin 300 firmaya ev sahipliği yaptı. Dünya devi firmaların yerlerini aldığı ve binlerce kişinin ziyaret ettiği fuarda Türkiye, 10 plastik firması ile temsil edildi. Kimyasal bazlar, plastik üretim makineleri, plastik işleme makineleri, kauçuk işleme makineleri, geri dönüşüm araçları, ölçüm sistemleri, plastikler ve kauçuk ürünleri, temel plastik girdileri ve teknik projelerin sergilendiği Brasilplast 2011’e İKMİB organizasyonuyla katılan Türk firmaları, Güney Amerika pazarının kapısı Brezilya’ya açılmanın yollarını aradı.

Brezilya, 200 milyonluk nüfusuyla Güney Amerika’nın en önemli ülkelerinden biri. Brezilya sanayinin kalbinin attığı Sao Paulo kentinde düzenlenen Brasilplast 2011, Türk firmalarının Brezilya’yı tanıması ve yeni pazarlara ulaşmaları bakımından büyük önem taşıyor. 2014 Dünya Futbol Şampiyonası ve 2016 Olimpiyat Oyunları’na da ev sahipliği yapacak olan Brezilya’da sadece 2011 – 2014 yılları arasında 530 milyar dolar, 2014 yılından sonra ise 881 milyar dolarlık inşaat, ulaşım ve enerji yatırımı yapılması planlanıyor. Brezilya’nın önümüzdeki yıllarda yapacağı bu yatırımlar, Türk müteahhitleri için de fırsat niteliğinde.
Plastik ve kauçuk alanında dünya çapındaki yeniliklerin takip edildiği Brasilplast 2011 Fuarı’na bu yıl ilk kez İKMİB tarafından milli katılım gerçekleşti. Hammadde üreticisi PETKİM’in yanı sıra ağırlıklı olarak plastik makine sektöründe faaliyet gösteren Türk firmalarının ürünlerini sergilediği Brasilplast 2011 Fuarı’na katılan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selçuk Aksoy, Güney Amerika’nın en büyük pazarı olan Brezilya’nın, Türk firmaları için büyük fırsatlar sunduğunu söyledi. Selçuk Aksoy, “Brezilya’ya gelen eli boş dönmüyor. Avrupa pazarında kaliteyi test ettik, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Rusya’da ise gelişmekte olan ülkeler sınavını geçtik, şimdi sıra Brezilya ve Güney Amerika pazarında.” dedi. Aksoy, ayrıca Brezilya’nın Akdeniz kültürüne çok benzediğini ve bu yüzden Türk ihracatçısının bu pazara uyum göstermesinin kolay olacağını belirtti.

Türk plastik sektörünün Rusya’da dahil, Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkeler dışındaki coğrafyada en büyük plastik işleme kapasitesine sahip olduğunu belirten Aksoy, Türk plastik makine üreticilerinin her beklentiye hitap ettiklerini ve bu konuda çok iyi olan Avrupa’nın kalitesine yakın makineler üretebildiklerini, Brezilya’nın bu anlamda Türk plastik makine üreticileri için doğru bir pazar olduğunu dile getirdi. İKMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selçuk Aksoy, “Türk plastik sektörü ihracatta büyük nüfuslu ve gelişmekte olan Brezilya, Çin, Hindistan gibi ülkeleri hedefliyor. Tüm gelişmekte olan ülkelerde plastik tüketimi artıyor. Plastikteki ürün gamımız bu pazarların ihtiyaçları ile iyi örtüşüyor. Plastik mamul ve makine anlamında, Brezilya pazarına olan ihracatımızın yüzde 10 artarak, 2014 yılına kadar 350 milyon dolara ulaşmasını hedefliyoruz. Brasilplast Fuarı’na Türk firmalarının katılımı bu açıdan çok önemli bir adım.” diye konuştu. Brezilya gibi stratejik hedef bölgelere yapılan direkt THY uçuşlarının ihracatın gelişmesine büyük fayda sağladığını, bu bakımdan çok önemli olduğunu ifade eden Aksoy, bu tür direkt uçuşların arttırılması gerektiğini vurguladı.

İKMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Aksoy, Türk plastik sektörünün 2010 yılında direkt ve otomotiv, inşaat, beyaz eşya, elektrik-elektronik gibi sektörler aracılığıyla dolaylı olarak ihracatının 9 milyar dolara yaklaştığını belirterek, 2011 yılının ilk dört ayında da 1 milyar 502 milyon dolarlık direkt ihracatla, kimya sektörünün ihracatında en büyük paya sahip ikinci sektör olduğunu sözlerine ekledi.

Banyoda doğanın renkleri

GROHE’nin ödüllü tasarımı Icon, GROHE Rainshower® Natural Colors koleksiyonu ile modern banyolara zamansız bir şıklık kazandırıyor.

Günümüz mimar ve iç mimarları tarafından yaratılan zarif banyolar, Icon’un yeni doğal renkleri ve yağmur akış özelliği ile tam bir bütünlük sağlıyor. Seri, banyolara sıra dışı bir formun doğadan ilham alan renklerle mükemmel kombinasyonunu taşıyor. Doğal kumtaşı, puslu kireçtaşı, ateşli kil, saf mermer, dumanlı kayrak taşı ve buzlu granit renkleri üst düzey banyolarda tercih edilen duvar ve zemin renkleri ile mükemmel bir uyum sergiliyor.

Rainshower® Icon el duşu, etkileyici tasarımı ve renkleri ile sıcak, rahat bir atmosfer yaratmada sadece özel banyolar için değil, lüks otel banyoları ve wellness merkezleri için de çok yönlü seçim imkanı sunuyor.

Seri ayrıca teknolojik özellikleri ile de dikkat çekiyor. El duşunun hale şeklindeki su akış yüzeyi sayesinde geniş çaplı su akışı, daha az su kullanımı ile sağlanıyor. Ayrıca GROHE DreamSpray® teknolojisi, suyun her çıkış noktasından eşit şekilde akmasını mümkün kılıyor. Yağmur akışının vücudu rahatlatan etkisi ile banyo keyfi katlanıyor. Ürün üzerinde bulunan EcoButton ile su akışı %40’lara varan oranda kontrol edilebilirken, GROHE EcoJoy® özelliği ile su akışı dakikada 9.4lt ile sınırlandırılabiliyor.

Doğayı banyolarınızda hissetmek için GROHE Rainshower® Natural Colors koleksiyonu.

GROHE Türkiye
Tel: 0(212) 328 00 93
www.grohe.com.tr
[email protected]  

Kaindl, sanat eseri gibi parkelerini ‘Floorup’ ile duvarlara taşıyor.

Mozart’ın kenti Salzburg’un buram buram sanat kokan havasını parkelerine işleyerek, sanatın parke yüzü olan Kaindl, eşiz parkelerini Floorup ile duvarlara taşıyor. Birkaç aparat yardımıyla, kolaylıkla duvara monte edilebilen ‘Floorup’ mekanların görsel bütünlüğünü tamamlıyor, sizleri de tarz sahibi yaşam alanlarının mimarı yapıyor.
Kaindl duvarları boş alan hüviyetinden kurtarıyor. Evler sanat galerilerine dönüyor…
Yaşam alanlarımızın çok büyük alanını kaplayan, boş alan görüntüsünden öteye gidemeyen duvarlar, ruhunu Floorup ile kazanıyor. Flooup’dan önce duvarlarımıza hareket getirmenin, duvarı, dekoru destekler hale getirmenin yolu tablolardan geçiyordu. Kaindl floorup ile eşsiz parke tasarımlarını duvarınıza monte etme imkanı sağlıyor. Ahşabın doğal sıcaklığı tüm mekanı sarıp sarmalarken, yaşam alanlarına tarz ve bütünlük geliyor, tablolara da deponun yolu görünüyor.
Ahşap ve Laminat modellerde uygulanabilen Floorup, birkaç aparat yardımıyla çok kolay bir şekilde monte olabiliyor. Aparatlar ve ek yerleri görünmeden monte olan sistem de görsel ahengi bozan en ufak bir detaya rastlanmıyor.
Bu eşsiz modeli ve daha yüzlerce eşsiz parkeyi görmenin yolu ise yalnızca Dendro parkenin Bağdat Cadde’sinde ki showroom’undan geçiyor

Multiplan, Yapı Fuarı İstanbul 2011’e katılıyor

Sentetik örtüler pazarında Avrupa’nın en büyük ilk üç firması içinde yer alan ve Türkiye’de ilk kez PVC membran üretimini gerçekleştiren Multiplan Yalıtım Sistemleri, 27 Nisan – 1 Mayıs 2011 tarihleri arasında Uluslararası Yapı Fuarı İstanbul 2011’de yerini alacak. Temelden çatıya kadar su yalıtımında kesin çözüm sunan Multiplan, TSE, CE ve İSO 9001 standartlarındaki yüksek kaliteli ürünlerini ziyaretçilerinin beğenisine sunacak. Türkiye’de ilk kez Multiplan tarafından üretilen, çatılarda son teknoloji ürünü TPO bazlı su yalıtım membranı ve su depolarının yalıtımına çözüm olan Mavisu, Multiplan’ın fuarda öne çıkacak ürünleri arasında yer alıyor.

Bu yılki fuarda Multiplan Yalıtım Sistemleri’nin ziyaretçilerine anlatacağı en önemli yenilik, Türk yalıtım sektöründe bir kilometre taşı olan Multiplan TPO Membran olacak. Çatılarda su yalıtımında son kat olarak kullanılan sentetik bir örtü çeşidi olan Multiplan TPO Membran, diğer termoplastik çatı membranlarının aksine, klor veya klor ihtiva eden maddeler içermiyor. Bu özelliği sayesinde “yeşil”, yani çevre dostu bir ürün olarak kabul görüyor.

Multiplan TPO Çatı Membranları, çatılarda su yalıtımı sağlamasının yanı sıra, fotovoltaik paneller ile lamine edilerek hem enerji üretimine imkân veriyor hem de yüzde 80’e varan yansıtıcılığı sayesinde enerji tasarrufu sağlıyor. Özetle, Multiplan TPO Çatı Membranları; çatılarda mükemmel su yalıtımı, solar enerji üretimi ve daha az sera gazı emisyonu sağlıyor.

Bünyesindeki Ar-Ge firması sayesinde geliştirdiği ürünlerle yalıtım sektörüne büyük katkı sağlayan Multiplan Yalıtım Sistemleri’nin, fuarda sergileyeceği bir diğer ürünü ise Mavisu. İçme suyu ile temasa uygunluk sertifikasına sahip bir ürün olan Mavisu, içme ve kullanma suyu depolarının izolasyonunda son kat olarak kullanılıyor.

Multiplan Yalıtım Sistemleri Genel Müdürü M. Nazım Yavuz, su yalıtımı ve Multiplan ürünleri ile ilgili bilgi almak isteyenleri, firmanın 3. salonda yer alan 3263 numaralı standına davet ediyor. Multiplan Yalıtım Sistemleri’ne 0262 751 51 02 numaralı telefondan veya www.multiplan.com.tr web adresinden ulaşılabilir.

Ortadoğu Ev Tekstili Diyarbakır’da Toplanıyor

Yeniden yapılanan Irak, İran ve Suriye’nin yeni tesis ve konutlarının ev tekstili ihtiyaçlarına cevap vermeyi hedefleyen Ortadoğu Ev Tekstili Fuarı, Tüyap Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi’nde açıldı.

Fuarın açılışını Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak yaptı. 6-9 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek olan fuarın Doğu, Güneydoğu ve Ortadoğu bölgesindeki ticari etkinliği önemli oranda arttırması bekleniyor.

Ortadoğu’daki nüfus yoğunluğu ve hızlanan yeniden yapılanma faaliyetleri, Türk ev tekstili ürünlerine olan ilgiyi artırdı. 2011 yılında 3.3 milyar dolar ihracat gerçekleştirmeyi hedefleyen sektör Ortadoğu pazarlarına yöneldi. Sektör özellikle Irak, İran ve Suriye pazarlarıyla ticaretini geliştirmek için TÜYAP Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ortadoğu Ev Tekstil Fuarı’nda bir araya geldi.

TÜYAP tarafından Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) desteği ile düzenlenen fuarın açılışını Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak Yaptı. Fuarın açılışında konuşan Toprak, düzenlenen fuarların bölgedeki üretimin artmasının yanı sıra tanıtımında da büyük katkı sağladığını söyledi. TÜYAP İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın, yaptığı konuşmada dünyanın önde gelen ev tekstili tedarikçisi Türkiye’nin Diyarbakır’da düzenlenen fuarla Doğu, Güneydoğu ve Akdeniz bölgesindeki ticari etkinliğini arttıracağını belirtti. Yalçın, lider markaları bir araya getiren fuarın ev tekstili sektörüne Avrasya’da yeni bir pazarlama platformu yaratacağını da sözlerine ekledi.

Ev tekstili sektörünün, Irak, İran ve Suriye’yi kapsayan pazarın avantajlarından ve yeni gelişen pazar olanaklarından yararlanmasına hizmet edecek Ortadoğu Ev Tekstili Fuarı’na 70’in üstünde firma ve firma temsilciliği katılıyor. Türkiye’nin Ortadoğu ülkeleri ile gerçekleştirdiği karşılıklı vize uygulamasının kaldırılması ve serbest ticaret anlaşmalarındaki düzenlemelerinde etkisi ile fuara 15 binin üzerinde ziyaretçinin gelmesi bekleniyor.

Dünya pazarlarında üretim kalitesi, kapasitesi, tasarım ve marka gücü ile öne çıkan lider markalar bir araya geldiği fuara; Zorlu Grubu, Dodanlı, Küçükçalık Tekstil, Aydın Tekstil, Baydemirler, Ankara Tekstil, Gökhan Tekstil, Ozanteks, Lüks Kadife, Burkay Tekstil, Atilla Mefruşat’ında aralarında yer aldığı lider markalar katılıyor. 6-9 Nisan tarihleri arasında TÜYAP Diyarbakır Fuar Kongre ve Merkezi gezilebilecek Ortadoğu Ev Tekstili Fuarı hakkında detaylı bilgi ve online davetiye için www.ortadoguevtekstili.com web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

2011’in Mobilya Trendi

Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Etem Özçelik, bu yıl klasikle modernin iç içe geçeceğini ve mobilyada avangart denilen tarzın ön plana çıkacağını söyledi. 01-05 Şubat 2011 tarihleri arasında tüm mobilya profesyonelleri İstanbul Mobilya Fuarı’nda (İMOB) İstanbul’da buluşturmaya hazırlanıyor.

İMOB dolayısıyla bir açıklama yaparak 2011’in mobilya trendleri anlatan Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Etem Özçelik, ‘Modern mobilyalara olan ilgi, son iki yıldır olduğu gibi 2011’de de düşmeye devam edecek. Görünen o ki, modernle klasik arasında, avangart mobilya dediğimiz kulvarda bir ilerleyiş olacak. Ancak sonrasında klasiğe dönüş olacağını düşünüyorum’ dedi.

Bu yıl mobilyada kahve tonları, şeker pembesi, mor, mürdüm tonlarının ağırlıkta olacağını söyleyen Özçelik, siyah ve grinin popülaritesinin düşeceğini ifade etti.

Avrupa’nın üretimden vazgeçmesi Türkiye’nin önünü açıyor

MODOKO Başkanı Etem Özçelik, İstanbul Mobilya Fuarı nedeniyle yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin istihdam sorununu aşabilmesinde mobilya sektörünün önemli bir anahtar olduğunu ifade ederek, ‘Türk Mobilyası’ kimliğiyle dünya pazarından alınacak payın artacağını söyledi. Özçelik, ayrıca Avrupa ülkelerinin yüksek maliyetler nedeniyle mobilya üretiminden vazgeçmesinin Türkiye’nin önünü açacağını kaydetti.

Ataşehir’de yükselen yıldız My Towerland hakkında merak edilenler!

Etem Özçelik, mobilya sektörünün kullandığı yan sanayi ürünleri, üretim ve satış noktalarıyla Türkiye’nin istihdam sorununun çözümünde önemli bir yer tuttuğunu kaydetti. Sektörün, dünya standartlarında kaliteli, tasarımlı ve rekabetçi fiyatlarla dünya mobilya pazarından almış olduğu payı büyütmesi gerektiğine dikkat çeken Özçelik, bu yıl yaklaşık 1milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatın, 2023 hedefi olan 20 milyar dolara ancak bu şekilde çıkabileceğini savundu.

Tüketici yerli malı tercih etmeli

Özçelik, 1999 yılında Türkiye’den mobilya ihraç edilen ülke sayısı 109 iken, bugün gelinen noktada 166’ya yükseldiğini söyledi. Sektörün yeni pazarlar keşfetme anlamında dinamik olduğuna değinen Etem Özçelik, 2008 yılında Hindistan ve 2009 yılında da Güney Afrika seferlerinin başladığını anlattı. Yeni pazar keşfinin en önemli kazancını; Dünya’daki krizlerden daha az etkilenmek olarak özetleyen Özçelik, Almanya, İtalya, İngiltere, Belçika ve Hollanda’daki üretici firmaların, maliyetlerden dolayı mobilya üretiminden vazgeçmesiyle rekabet gücü artan Türkiye’nin üretim üssü olmaya doğru gittiğini de kaydetti. Özçelik, ‘Bir kere tüketicimiz artık yerli malına güvenmeli ve yerli mobilyayı tercih etmeli. Ülkemizde her türlü mobilyanın en kalitelisi üretiliyor. Ayrıca ülkemizin mobilya sanayine geç girmiş olması yeni makineler ve en son teknolojiye sahip olması avantajını beraberinde getirmiştir’ diye konuştu.

Modoko, ihracatta Ortadoğu’ya odaklandı

2010 genelinde sektörün 1 milyar dolarlık ihracat hedefine yaklaştığını dile getiren Özçelik, geçen yıla göre ihracatta yüzde 15 artış olduğunu, 2011’de ise yüzde 20’lik bir artış beklediklerini kaydetti.

Türkiye’nin özellikle Ortadoğu ülkeleri ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde vizelerin kalkmasının 2010 yılında kendilerine çok katkısı olduğunu ifade eden Etem Özçelik, bu yıl Ortadoğu’ya ihracatta ciddi artış yaşandığını söyleyerek, şu an bölgenin önemli ihracat pazarlarından biri haline geldiğini söyledi.

Fuara 350 firma ve 100 bin ziyaretçi bekleniyor

Fuara bu yıl da katılacak olan Türkiye’nin en büyük mobilya sitesi Modoko, 5. Hall D 511’de ziyaretçilerini bekleyecek. Fuarda geleneksel hale gelen İMOB Tasarım Yarışması, bu yıl da devam edecek.

Düzenlendiği her yıl sektörün gündemine yön veren fuar, 2011 yılında da mobilyaya dair tüm gelişmelerin, yeniliklerin ve fırsatların öğrenildiği yer olacak. Fuar, 5 gün süresince, 9 salonda, 350’ye yakın katılımcıyla 100 binin üzerinde ziyaretçi ağırlamayı hedefliyor. Yurt içinden olduğu kadar yurt dışından da yoğun ilgi gören fuara alım heyetlerinin yanı sıra Azerbaycan, Bulgaristan, İran, Özbekistan, Rusya, Suriye, Ukrayna ve Yunanistan’dan da pek çok alıcı grubunun fuarı ziyaret etmesi bekleniyor.

Kelebekler Vadisi’nde daire sahibi olabilirsiniz!

İMOB 2011’in katılımcı profilinde modern, klasik, eskitme ve modüler mobilya, yatak ve yatak odaları, koltuklar, sandalyeler ve kanepeler, bebek – genç odaları ve mobilya aksesuarları yer alıyor. Ziyaretçi profilini ise mobilya mağazaları, zincir mağazalar, toptancılar, dağıtıcılar, ithalatçılar, ihracatçılar, mimarlar, iç mimarlar, dekoratörler, endüstriyel tasarımcılar ve mobilya yan sanayi üreticileri başta olmak üzere mobilya sektörü ile ilgili tüm profesyoneller oluşturuyor.

Milliyet

Seramik fuarı dünyada ikinciliğe oynuyor

Bu yıl 23. kez düzenlenecek olan Unicera Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, ilk kez başka bir fuarla yan yana yapılacak. Bu yıl ilk kez düzenlenecek Dekoreks 2011, seramik fuarındaki ürünlerle tamamlayıcı olan aydınlatma üniteleri ve mobilyaların da görülebileceği bir ortam yaratacak.

Dünyanın en önemli ihracatçılarından biri olan Türk seramik sektörü, Brezilya, Çin, İspanya ve İtalya’dan sonra dünya sektöründe söz sahibi olan 5. ülke. Unicera Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı da, kategorisinde Avrupa’nın 3. en iyi fuarı olarak anılıyor. Dünyadaki en büyük fuarların İtalya, İspanya, Türkiye şeklinde anıldığını söyleyen Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın, artık 2. sıraya yükselmeyi hedeflediklerini belirtiyor. “Sektörün üretim ve ihracat gücü ile fuarda sergilenen görüntü sayesinde, bu yıl ikinci sıraya geleceğimizi düşünüyorum” diyen Yalçın, sektörün şimdi İtalya, Türkiye, İspanya pozisyonunu almak için önemli hamleler yaptığını sözlerine ekliyor.

İki fuar yan yana
Unicera, bu yıl tamamlayıcı bir alt fuar olan Dekoreks’le beraber düzenleniyor. “Pencere, seramik, kapı ve vitrifiye ürünler iç tasarımın en önemli objeleri” diyen Yalçın, Dekoreks’te iç mekanın dekorasyonunda kullanılabilecek şık mobilyaların, aksesuarların ve aydınlatmaların yer alacağını ve bunların kullanım alanlarını anlatan bir fuar olacağını belirtiyor. Yalçın, “Dekoreks’teki ürünler, endüstriyel veya konut amaçlı mekanların dekore edilmesinde kullanılan, aynı zamanda belirli bir hijyene hizmet eden ürünlerden oluşuyor. Her iki fuarın da ortak ziyaretçileri ve alıcıları olacak. Mekanda kullanılacak bir süs mobilyası da, dekoratif bir obje de bu fuarda bulunabilecek” diyor.

Hem hammadde, hem de işçilik kaliteli
Seramik sektörünün kendi akıllı ve becerikli iş gücünü üretmiş olduğunu söyleyen Yalçın, ağır bir endüstri olduğu için önemli bir yatırımı da gerektirdiğini belirtiyor. Yalçın, “Seramik sektörü çok fazla firmanın yaptığı bir iş kolu değil; 200-300 firma var ve önemli üreticilerle dönüyor. Bu üreticiler de kendi yetiştirdikleri iş gücünü rahatlıkla oluşturabiliyor. Tasarıma da önem veriyorlar. Bilinçli ve entellektüel birikimi olan üretici ve sanayi kesimi tarafından sistemin geneli kontrol ediliyor. Bu zihniyet ve vizyon da kaliteye taşınıyor. Bu sayede dünyayla rekabet eder hale geliyor” diyor ve ekliyor: “Bu bakımdan önemsenmesi gereken bir sektör. Fuarlar ve sektör mutlaka desteklenmeli, ülke politikasında önem verilmeli. Ülkemizde zaten çok fazla hammadde var. İhracat yaptığımız ülkeler gelişmiş veya gelişmekte olan, iyi kötü malı ayırabilen ülkeler: ABD, İngiltere, Almanya, İsrail, Kanada, Fransa, Yunanistan, Azerbaycan, Rusya, Gürcistan, Ukrayna. Bunlara ihracat yapabilmemiz de zaten sektörün kalitesini ve gücünü gösteriyor.”

Krizle Türk seramiği yükseldi
“Fuarın bebeklik dönemi geride kaldı” diyen Yalçın, küresel platformdaki değişimlerin, bu fuarın ve sektörün kaderini etkilediğine inanıyor. Krizle beraber Türk fuarlarının ve sektörün geliştiğini söyleyen Yalçın, “Fuarcılıkta sanayi ve ticari faaliyetlerin büyük oranda gerçekleştiği bazı alım satım ve güç merkezleri var. Bunlar arasında Avrasya dediğimiz Avrupa’yla Asya-Pasifik arasında kalan, Ortadoğu ve Afrika’nın da kuzeyini içine alan ve Türkiye’nin merkezinde bulunduğu coğrafya yükselmeye başladı. Türkiye burada bir tramplen tahtası gibi… Avrupa’ya atlamak isteyen Asyalılar, Ortadoğu’ya veya Asya’ya atlamak isteyen batılılar, Türkiye’nin üzerinden geçmek istiyor. Bu durum son 2-3 yıldır, özellikle krizle beraber fuarlara da yansımaya başladı. Özgün ve kaliteli fuarlarda hiçbir küçülme olmazken, niteliksiz fuarlar yok oldu. Bu zaten normal ve sağlıklı bir şey. Bununla beraber krizde fuarların ziyaretçileri de arttı. Kriz var diye firmalar içlerine kapanmadı. Geçtiğimiz yıl yurtdışı ziyaretçiler yüzde 50 artarken, yurtiçi ziyaretçilerin sayısı da yüzde 40 büyüdü. Avrupalı ziyaretçilerin yanında komşu ülkeler ve Ortadoğu ülkelerinden gelen ziyaretçiler de çok arttı. Aynı yıl İspanya’da büyük bir gerileme ve İtalya’da belirli bir durgunluk yaşanırken, Türkiye’de bir büyüme yaşanmış oldu” diyor.

Dünyada 4. sıradayız
Türk seramik sektörünün yıllık üretimi 230 milyon metrekare. Bu sayede dünyada sektörde söz sahibi olan Brezilya, Çin, İspanya ve İtalya’nın ardından 5. sırada geliyor. Yalçın’a göreyse aslında daha da önceyiz. “Ürünlerdeki tasarım gücü, üretilen malın kalitesi ve çeşitliliği açısından, dünya pazarında İtalya, İspanya ve Brezilya’nın ardından 4. sırada anılıyoruz. Çünkü Uzakdoğu biraz daha prototip ürünler yapıyor; Çin büyük bir üretici ve ihracatçı ama, daha basit ürünler üzerine çalışıyor” diyor. Bu yılki fuarda yaklaşık yüzde 15’lik bir ziyaretçi artışı hedeflediklerini belirten Yalçın, “55-60 bin civarında nitelikli ziyaretçiye ulaşacağımızı düşünüyoruz” diyor ve ekliyor: “Fuarı fuar yapan unsur sadece sergilenen ürünler değil. Ona kattığınız bilimsel etkinlikler, orda tasarım gücünün sergilenmesi, üretim teknikleri ve teknolojilerindeki değişikliklerin de yer alması, fuarın tamamlayıcı unsurları. Bu noktada fuar alanında 3 tür etkinlik olacak. Firmaların kendi ürünlerini sergiledikleri, lansman benzeri etkinlikler, seramik ürünlerinin mekanlarda uygulanmasına yönelik örneklerin verildiği atölye uygulamaları, bazı ünlü kişilerin ve mimarların katılacağı, ürünlerin neşeli bir dille anlatılacağı buluşmalar. Bu sayede fuara daha çok katılımcı çekeceğimizi düşünüyoruz.”

Kaynak : Eda UTKU/Hürriyet Emlak Yasam Eki

Geometrik şekilleri yeniden yorumladı

Geometrik şekilleri kendine göre yorumlayıp başbaşka objeler ortaya çıkaran Fransız tasarımcı Matali Crasset, matematiği ve fiziği de kullanıp kuralları da yıkmayı başardı. Tasarımcının elini vurduğu sanat galerilerinden evlere kadar her mekan farklılık yaratıp kendini göstermeyi başarıyor

Les Ateliers Ecole Nationale Superieure de Creation Industrielle’den endüstriyel tasarımcı olarak mezun olan Matali Crasset, ‘When Jim goes up to Paris’ adlı sütun çalışmasında sembolik objeleri kullandı. Modüler çalışmalar, esneklik gibi alanlarda farklı teknikler yaratmayı ve uygulamayı başaran tasarımcı, bilinen geometrik şekilleri reddedip onları farklı formatlara sokarak sıradışı objelere imza atıyor. Yani sanatçının hipotezleri prensiplerini de yıkıp geçiyor gibi görünüyor. El işi ürünlerden elektronik müziğe, sahne sanatlarından mobilyaya kadar pek çok alanda ürün tasarlayan tasarımcı, Fransa’da küçük bir kasabada geçirdiği çocukluğunu sınırdışı bir hayatla sürdürüyor.

Misafirperver sofa
Tasarımcının konuk ağırlama biçiminden yola çıkarak ortaya çıkardığı Domeau & Peres isimli ürün ayak dinlendirme parçasıyla da dikkat çekiyor. Döşemelerinde deri kullanılan ürün 3D teknoloji kullanılarak yapıldı. Ahşabın iç içe geçirilmesiyle meydana getirilen koltuk monteye de ihtiyaç duymuyor.

Şarap sürahisine ışığı yansıttı
Mor rengini tasarımlarının birçoğunda kullanan Crasset, akordiondan esinlendiği lambayı bir şarap sürahisine benzetmeden de geçemedi.

Oluklu ışık
Oluk ve ışık anlamına gelen iki kelimeden oluşan Splight, matematiksel kıvrımlardan oluşuyor. Açık sistemler bağlantısı ve enerjinin içiçe geçmesiyle meydana getirilen ürün, demetaryelizasyon çalışmasına da iyi bir örnek.

Modüler koltuk
Modüler sistemden destek alarak tasarladığı koltuk birbirinden ayrılabiliyor, her bir parça farklı açılardan birleştirildiğinde ortaya yine birbiriyle eşleşen değişik oturma formatları çıkıyor.

Mutfağa da sihirli eli değdi
Çelik kabın altına koyduğu oval plastik ekle kabın içine konan her türlü sıvının istenen şekilde karıştırılmasını sağlayan tasarımcı mutfakta da keyifli anlar geçir

Sabah

Lezzetseverlerin yeni yardımcısı

Grohe K7 eviye armatür serisi, profesyonel ve endüstriyel mutfaklarda alternatifler sunuyor. Kullanım kolaylığı sunan tasarımı ile K7, profesyonel mutfakların yoğun temposuna dayanıklı olarak geliştirildi. Minimalist tasarımında profesyonel bir görünüm sergileyen K7, hem görsel hem de fonksiyonel olarak girdiği her mutfağın değerini artırıyor. Etkili gövde yapısı, eviye üzerinde görkemli bir şekilde yükselirken, mutfakların modern bir tarzda düzenlenmesine de olanak tanıyor.

Sabah