Evlerde artık yeni moda: Yenilenebilir enerji

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK), ‘Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine ilişkin Yönetmeliği’ Resmi Gazete’nin 21 Temmuz Perşembe günkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece evlerde, fabrikalarda, yazlık sitelerde yenilenebilir enerji santrali kurmanın önü açılırken, saatte 500 kilowatt’ın altında olmak koşuluyla, tüketilenden fazla üretilen elektrik de devlet tarafından satın alınacak.

Yenilenebilir enerji uzmanları, bu sistemlerin genellikle müstakil evlerde kullanılabileceğini belirtiyor. Bununla beraber şebekeye uzak olan birkaç ev birleşerek de yenilenebilir enerjiden yararlanabiliyor. Bu santrallerde üretilen elektriği üretici şirket fabrikasında, otelinde, hastanesinde ya da sitesinde kullanma imkanına sahip. Ayrıca artan elektrik de, elektrik dağıtım şirketinden alınan fiyattan elektrik şirketine satabiliyor ya da kullanıcının borcuna mahsup ettirilebiliyor.
Yeni çıkan yönetmelikte yenilenebilir enerji çeşitleri olarak “hidrolik, rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, biyokütleden elde edilen gaz (çöpgaz dahil), dalga, akıntı enerjisi ve gel-git gibi fosil olmayan enerji kaynakları” sayılıyor. Bunlardan güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve dalga enerjisi, ev ve iş sahiplerinin en kolay şekilde kullanabileceği enerji üretim yöntemleri.

4 kişinin yaşadığı bir evin normal şartlardaki elektrik tüketimi, saatte yaklaşık 5 kilowatt’ı buluyor. Günlük elektrik tüketiminize bağlı olarak 2 adet 3 kilowatt’lık ev tipi rüzgar türbini, 10 metrekarelik bir alandaki güneş panelleri, denize yakın bir yerde oturuyorsanız denize indireceğiniz ufak bir dalga santrali, günlük ihtiyacınızı rahatça karşılayabiliyor.

Rüzgar enerjisi
Üretim kapasitesi: 1 pervaneden saatte 3 kW
Kurulum maliyeti: 6.500-9.000 TL
Yatırımcıya kaç yılda dönüyor: 4-6 yıl arası
Hangi bölgelerde kullanılabilir: Ege, Trakya, batı Marmara, doğu Akdeniz

Apartmanlar, siteler, fabrikalar, benzin istasyonları, oteller, tarım sulama birlikleri, proje aşamasındayken şebeke bağlantılı rüzgar türbinlerini tercih ediyorlar. Başta Ege, Trakya, batı Marmara ve Doğu Akdeniz bölgeleri olmak üzere, ülkemizde rüzgar açısından zengin pek çok bölge var. Hemen hemen her bölgede bulunan küçük ve özel rüzgar koridorları ile, rüzgar tünellerinden yararlanılıyor.

Rüzgar enerjisine yapılan yatırımın kullanıcıya dönüşü, yapıldığı yere göre değişiyor. Soyut Wind’den Ali Çolak, dağ başında hiç elektriği olmayan bir yere kurulan akülü bir sistemin, 1 ayda kurulup kendini amorti ettiğini belirtiyor. Çolak, “Bu tür yerlere rüzgar türbini kurduğunuzda, ilk yatırım maliyetini hemen karşılamış oluyorsunuz. Çok düşük olan işletim maliyeti ile, bedava elektriğinize sahip oluyorsunuz” diyor.

Çolak, “Sisteme entegre rüzgar türbinlerinde (rüzgarın da durumuna göre) yatırım 4 ile 6 yıl içersinde kendisini ödüyor. Üretilen elektriğin fazlasının devlete satılması, yatırımcı açısından bu sürenin kısalmasını sağlıyor” diyor ve ekliyor: “Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK) içersinde yer alan yerli üretimi teşvik kapsamında, yerli üretim rüzgar türbinleri kullanılan yatırımlarda, elektrik dağıtım şirketleri tarafından satın alınan elektrik enerjisine daha yüksek fiyat uygulanıyor. Böylelikle yatırımın geri dönüşüm süresi kısalabiliyor.”

Çolak, yönetmelikte yeni yapılan bir değişiklikle sitelerde rüzgar kullanımının kolaylaştığını belirtiyor: “Sitelerdeki her ev için ayrı bir rüzgar türbini kurmak yerine, bir adet büyük kapasiteli rüzgar türbini kurulabilecek. Bu önemli değişiklik, özellikle sitelerin yenilenebilir enerjiden faydalanmalarını kolaylaştıracak.”

Güneş enerjisi
Üretim kapasitesi: 14 panelden saatte 5 kw
Kurulum maliyeti: 5 kw’lık sistem için 18 bin TL
Yatırımcıya dönüşü: 10 yıl
Hangi bölgelerde kullanılabilir: Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz kıyıları, Orta Anadolu

Apartmanlar ve müstakil evler için güneş enerjisi kurulumunun maliyeti, tüketilecek enerjiye göre değişiyor. 5 kW’lık güç üreten bir sistem, kurulum dahil 7 bin avroya (yaklaşık 17 bin TL) mal oluyor. Çok sayıda panelden oluşan güneş enerjisi santralinin şebekeye veya enerji nakil hattına bağlanmış olması, bağlantı noktasında da bir sayaç olması gerekiyor. Ayrıca bu sayacın uzaktan okuma sistemine dahil olması gerekiyor.

Ezinç Solar’dan Hakan Alaş, “Ülkemizin her noktasında güneş ışınım değerleri çok verimlidir. Ülke olarak ortalama ışınım alma süremiz 2.640 saat/yıl’dır ve ışınım kalitesi de oldukça iyidir” diyor. Kurulan sistemlerin kendini amorti etmesinin 10 yılı geçebileceğini belirten Alaş, “Yatırımın geri dönüşü yatırımın yeri, şekli, şebekeye bağlı ya da bağımsız oluşuna göre farklılık arz eder. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, güneş enerjisinde ilk yatırımdan sonra yıllar boyu neredeyse hiçbir ilave yatırım ya da bakım masrafı olmaması. 25-30 yıl ömrü olan bir sistem kuruyorsunuz ve bu sistem size yıllarca elektrik üretip satma imkanı veriyor. Bizim sattığımız güneş panellerinin 20 yıl verim garantisi var” diyor.
Şebekeden uzak kır evleri ve sayfiye yerlerinde güneş enerjisi kullanımının rahatlık sağlayacağını belirten Alaş, tek bir evin kullanımı için ise ekonomik olmayacağını sözlerine ekliyor. Alaş, “Gündüz güneş varken elektrik üretiliyor ama evde kimse olmayınca kullanılmıyor. Akşam saatlerinde elektriğe ihtiyaç varken de güneş yok. Bunlar depolanmak istendiğinde pahalı bataryalara ihtiyaç oluyor. Bu yüzden şu anki satın alma teşviği yöntemiyle gündüz üretilen enerji devlete satılıyor, akşamları kullanılan enerji yine devletten satın alınıyor. Gelişmiş ülkelerde satın alma sistemleri hep bu şekilde yapılıyor. Böylece enerji bedavaya getirilmiyor belki ama bir miktar daha kâr elde ediliyor” diyor. Bu yönetmelikten ağırlıklı olarak ticarethanelerin yararlanacağını belirten Alaş, “Ciddi şekilde elektrik tüketen kuruluşlar, elektriğini neredeyse bedavaya getirmiş olacak” diyor.

Bir evin, bir ailenin ihtiyacını karşılayacak bir fotovoltaik sistem aşağı yukarı 4-5 kw/sa gücünde olmalı. Bu da yaklaşık 18 bin TL’lik bir yatırım anlamına geliyor. 14 panel ve 10 metrekarelik yere ihtiyaç var. Ancak Alaş, sadece fotovoltaik kullanmakla da işin bitmediğini belirtiyor. “Evin içinde küçük bir enerji odası kurulması gerekiyor. Evirici dediğimiz doğru akımı alternatif akıma çeviren cihaz, çok sayıda akü, şarj kontrolü dediğimiz, enerjiyi kontrol eden, aşırı dolmasını engelleyen sistemler de olmalı” diyen Alaş, “Bunların hepsi olduğunda, bir ev bağımsız olarak elektriğini üretebilir” diyor.

Dalga enerjisi
Ne kadar enerji üretiliyor: 2 metrelik dalgada, 10 saniyede 200 mW
Kurulum maliyeti: Kilowatt başına 2.500-3.000 dolar (4.400-5.280 TL)
Yatırımcıya dönüşü: En fazla 5 yıl
Hangi bölgelerde kullanılabilir: Bütün Karadeniz kıyıları, Ege’de Dalaman

Bugüne kadar çok fazla duyulmamış bir enerji çeşidi de, dalga yoluyla enerji üretimi. Bu sistem en basit anlatımla, dalgaların santrali kaldırması ve indirmesi arasındaki yükseklik farkından enerji üretiyor. Daha teknik bir anlatımla; yer çekimi ve suyun kaldırma kuvveti arasındaki enerji alınıp, hidrolik akü kullanılarak ara depo oluşturuluyor. Alınan enerji ile ara depodaki enerji birlikte değerlendirilerek hidromotor döndürülüyor. Bu da miline bağlanmış olan jeneratörü döndürüyor ve elektrik enerjisi elde ediliyor.
Türkiye’de sistemi geliştiren Metin Çokan, “50 bin tonluk bir tanker dalgayla 2 metre yukarı kalksa 2 metre aşağı inecektir. Bu hareket 10 saniyede gerçekleşse, ortaya çıkan enerji saatte 200 mW, yani 200 bin kW enerjiye eşdeğer. Dalga elektrik santrali küçük miktarda elektrik üretmez, daha büyük düşünmek gerekir. En küçüğü saatte 1 mW, yani 1.000 kW üretim yapar. Bir evin ihtiyacının 5 kW/sa olduğu düşünülerek kabaca hesaplandığında, bu sistem 200 hanelik bir kazayı idare edebilir. Küçük bir kullanım alanından ziyade, toplanarak daha büyük bir şey yapmak daha iyi olur” diyor.
Dalga enerjisine yapılan yatırım 25 yıl hizmet ediyor ve en fazla 5 yılda kendisini ödüyor. “Elektrik enerjisinin kullanıldığı, deniz olan her yerde kullanılır” diyen Çokan, “Karadeniz’deki kıyı şeridimiz Türkiye’nin şu anda kullanmakta olduğu enerjinin (yaklaşık 185 bin gW/Saat) 100 misli enerji verebilecek kapasitededir. Ege biraz daha sığ olduğu için orada sadece Dalaman civarları bu işe uygun. Orası 700 metre deniz derinliğine sahip. Sistemde önemli olan Arşimed prensibiyle tankerin kalkması, yer çekimiyle de inmesi. 50 cm’lik dalgada kullanılırsa, kullanıcıya maliyeti artar. Bu yüzden 50 cm’in üzerinde dalga boyunun ölçüldüğü yerler için uygundur. Karadeniz’de minimum ölçülen miktar 75 cm’di, 1 yıl boyunca her gün düzenli olarak gözlemledik. Günde ortalama 1.5 metreye çıkıyordu. Bu yüzden Karadeniz kıyıları bu sistem için çok uygun” diyor.

Alternatif enerjinin tüketiciye faydası nedir?

Alternatif enerji bağımsızlık demek
Ezinç Solar, Hakan Alaş
Her fırsatta tekrarladığım bir slogan var: Günümüzün ve geleceğimizin en büyük ekonomik ve stratejik problemi enerjidir. Bu problemin tek çözümü de alternatif enerjidir. Alternatif enerji en “insanca” enerji üretme yöntemidir. Çünkü duman çıkartmadan, hiçbir canlıya zarar vermeden, enerji savaşları yapmadan, bedava ve devamlı olarak üretilen enerjidir. Alternatif enerji aynı zamanda enerji bağımsızlığı demektir, petrole, doğalgaza ve bunları almak zorunda kaldığınız ülkelere bağımlı olmazsınız.

İnsan sağlığı için önemli
Metin Çolak
Oksijen oranı her geçen gün azalıyor. Havadaki kirleticilerden bahsedilirken kükürt ve karbondioksitten söz ediliyor. Halbuki kirletici olarak nitrojenin miktarı, kükürt miktarının iki mislinden fazla. Bu sebeple yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak solunabilir hava kalitesini yükseltmeyi sağlamak, kalp yetmezliği gibi hastalıkları azaltacak ve insan ömrünü uzatacaktır. Bir ülkenin varoluşu da diyebiliriz. Karadeniz’de Hidro Elektrik Santralleri’ne (HES) karşı duruluyor. Onlar rezervdir. Dalga enerjisini çalıştırıp HES’ler durdurulmalı. Barajlardaki su sizin olur o zaman, cebinizde kalan paradır.

Gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmeliyiz
Soyut Wind, Ali Çolak
Tüm dünyada rüzgar enerjisine yönelme hızlandı. Bir süre sonra tüm gelişmiş ülkeler fosil yakıtları terk etmiş ve temiz enerji kaynaklarına dönmüş olacaklar. Tüm haritalarda rüzgar bakımından zengin ülkeler sınıfında gösterilen Türkiye, bu fırsatı kaçırmamalı. Türkiye’nin 2023 hedefi 20 bin mW kurulu güç ise henüz 2 bin mW’a bile ulaşamadı. Artık gelişmiş ülkelerde üretim yapan şirketler üretim esnasında çıkan karbon atıklarına göre vergi/ceza ödüyorlar. Bu ciddi bir maliyet. Ticaretin kuralını koyanlar bir süre sonra gelişmiş ülke pazarlarında yüksek karbon üretimine neden olan teknoloji ve kaynaklarla üretilmiş ürünlere zorluk çıkartacaklar. Sonuçta kuralları koyanlar öncelikle kendi ticari çıkarlarını düşünmektedirler. Biz de bu rekabete hazırlıklı olmalıyız. Bu noktada iş sadece enerjinin maliyeti değil, dolaylı olarak tüm rekabet gücünüzü etkileyecek bir noktaya gelecektir. Eğer hazır olmazsanız gelişmiş ülkeler pazarında rekabet açısından fazla bir şansınız kalmayacaktır.

Yenilenebilir enerji ne demek?
Yenilenebilir enerji, sürekli olarak yenilenen doğal süreçlerden elde ediliyor. Başka bir deyişle, doğada bulunan ve hızla yenilenen kaynaklardan elde edilen enerjiye yenilenebilir (ya da alternatif) enerji deniliyor. Burada en önemli nokta, enerji kaynağının kullanım hızından daha çabuk ya da onunla eşit sürede kendini yenileyebilmesi. Örneğin güneş ışınlarını her gün kullansak da, bir sonraki gün gelmeye devam ediyorlar. Aynı şekilde rüzgar esmeye devam ettiğinden, rüzgar türbinleri de dönmeye devam edecektir. Bununla beraber fosil yakıtların oluşması için binlerce yıl geçmesi gerekiyor. Bu yakıtlar oluşum hızlarından daha hızlı şekilde tüketildikleri için, pek çok ülke ve şehir yenilenebilir enerjiye yönelmeye başladı bile.

Eda UTKU / Emlak Yaşam Eki

hurriyetemlak.com